Fekal Kalprotektin (calprotectin) Crohn veya Ülseratif Kolit’i olan İltihabi Barsak Hastalarının takibinde kullanılan, oldukça yararlı bir tanısal testtir. Dışkıdan yapılan ölçümle iltihap olup olmadığını ve varsa olan iltihabın şiddetini, derecesini gösterir. Benzer belirtileri olan, ancak vücuda kayda değer bir zarar vermeyen İrritabl Barsak Sendromu gibi hastalıklardan ayırt edilmesine yardımcı olabilir.

Bir hastanın ilk başvurusunda kalprotektin düzeyi ne kadar çok yüksekse, İltihabi Barsak Hastalığı olma ihtimali de o kadar yüksek olmaktadır. Kalprotektin düzeyi düşükse o hastada belirtiler büyük ihtimalle İltihabi Barsak Hastalıklarından değil, İrritabl Barsak Sendromundan kaynaklanmaktadır. İrritabl barsak sendromu karın ağrısı, ishal, kabızlık, gaz, şişkinlik gibi belirtiler üretir. İltihabi Barsak hastalığında da benzer belirtiler olur, ancak uygun tedavi yapılmazsa diğerinin aksine ciddi zararlara neden olabilir. Bu test sayesinde uygun hastalarda dışkıdan yapılan bir ölçüm ile kolonoskopi yapılmadan bu iki hastalığın birbirinden ayırt edilmesi yani ayırıcı tanı mümkün olabilir.  İltihabi Barsak Hastalıkları hakkında daha geniş bilgi almak için bu bağlantıya, kolonoskopi hakkında daha geniş bilgi almak için de bu bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Kalprotektin Nedir

Kalprotektin bağışıklık sisteminin en önemli hücrelerinden olan Nötrofil lökositlerin sitoplazmalarında bol miktarda bulunan (sitoplazma proteinlerinin %60’ı) protein yapısında bir maddedir. Savunmada kullanılır, ortama bırakıldığında etrafta bulunan hücrelerin ölümüne (apopitoz) yol açar. Bir bölgede iltihap olduğu zaman Nötrofil lökositler o bölgede toplanır ve ortama kalprotektin salmaya başlarlar. Böylece barsakta iltihap olduğu zaman dışkıda kalprotektin düzeyi yükselir.

Kalprotektin düzeyi ortamda bulunan nötrofil lökosit sayısı ile doğru orantılıdır. Bir bölgede iltihap şiddetlendikçe ve yaygınlaştıkça o bölgeye daha çok Nötrofil lökosit göç eder. Nötrofil lökosit sayısı arttıkça, kalprotektin düzeyi de artar. Dolayısıyla kalprotektin düzeyi iltihap şiddetini ve yaygınlığını gösterir.  Oldukça dayanıklı bir maddedir. Enzimlere karşı dirençlidir. Oda ısısında bir hafta kadar bozulmadan dayanabilir. Bu sayede ölçümleri tutarlı sonuçlar verir. Bu özellikleri onun iltihap derecesini belirlemede ideal bir belirteç (marker) olmasını sağlamaktadır.

Kalprotektin ölçümü için farklı firmalar tarafından geliştirilmiş farklı ölçüm kitleri mevcuttur. Bu nedenle normal değerler arasında da farklılıklar olabilmektedir. Ayrıca hastalar tarafından evde kan şekeri ölçer gibi kalprotektin ölçümü yapılabilmesine imkan veren ürünler de geliştirilmektedir. Çoğu test kitinde 50-60 μg/mg’dan daha düşük değerler normal kabul edilir. Ancak hijyenin düşük olduğu bölgelerde yaşayanlarda ve bazı normal bireylerde önemli bir hastalık olmadan da kalprotektin düzeyi 200 μg/mg’a kadar çıkabilir. Ölçülen değer 200 μg/mg’dan da yüksek ise bu artık o kişide önemli bir iltihabi hastalık olduğunun güçlü bir göstergesi sayılır. Ölçülen değer 500 to 600 μg/mg’ı aştığında ise ciddi iltihabi bir hastalık varlığı neredeyse kesin kabul edilir.

Bağırsaklarda ciddi bir iltihabi hastalık varlığını göstermede oldukça duyarlı olan bu test, hastalığın türünü göstermede ise o kadar iyi değildir. Bir çok farklı hastalıkta değişik derecelerde yükselebilir. Ancak sadece Ülseratif Kolit, Crohn hastalığı ve ciddi intestinal enfeksiyonlarda çok yüksek düzeylere çıkabilir. Crohn Hastalığı sadece ince barsakları tutmuş ve kalın bağırsaklara yayılmamışsa kalprotektin düzeyi, Ülseratif kolit veya kalın bağırskları tutan Crohn hastalığında olduğu kadar yükselmeyebilir. Her ne kadar İrritabl Bağırsak Sendromu’nda iltihap olmadığı kabul edilse de, bunların bir kısmında da hafif derecede yükseklikler gözlemlenebilir.

Kullanım Alanları
  • Tanı
    Dışkıda kalprotektin düzeyi belirgin olarak yüksek olanlarda Ülseratif Kolit veya Crohn Hastalığı gibi bir iltihabi barsak hastalığı olma ihtimali yüksektir. Ancak fekal kalprotektin bu hastalıklar dışında mikrobik enfeksiyonlarda ve divertikülit gibi farklı nedenlerle oluşan iltihaplarda da yüksek çıkabilir. NSAID grubu ilaçlar ve hatta alkol bu düzeylerin yükselmesine yol açabilir. Dolayısıyla Ülseratif Kolit veya Crohn Hastalığına özel bir test değildir. Test sonucu yüksek çıkanlarda kesin tanı için kolonoskopi, bilgisayarlı tomografi, MR Enterografi veya kapsül endoskopi gibi daha ileri tanısal testlerin yapılması gerekecektir.
  • Takip
    Önceden iltihabi barsak hastalığı tanısı almış olan hastalarda tedavi sonrası kontrollerde ölçülen fekal kalprotektin tedavinin etkili olup olmadığını gösterebilir. Mesela bir Crohn Hastasında belirli bir süre tedavi sonrası fekal kalprotektin düzeyi normalin altına inerse tedaviye iyi cevap alınmış demektir. Tedaviye iyi cevap vermiş, durumu iyi giden başka bir hastada kontrollerde kalprotektin düzeyinin yükselmesi nüks olduğu, yani hastalığın tekrar aktifleştiği anlamına gelir.

Fekal kalprotektin ölçümü tam olarak kolonoskopinin yerine geçemez. Ancak kolonoskopi gereksinimini belirgin olarak azaltabilir.

Ülkemizde Fekal Kalprotektin Ölçümü

Yukarıda verilen bilgilerden anlaşılacağı üzere oldukça yararlı bir testtir. Ülseratif kolit ve Crohn hastalarının takibinde kolonoskopi ihtiyacını azaltmaktadır. İrritabl barsak sendorumu olan hastaların önemli bir kısmını ise kolonoskopiden kurtarabilmektedir. Ancak ne yazıkki maliyetinin çok yüksek olması nedeniyle bu testten istediğimiz kadar yararlanamıyoruz. SGK geri ödemesi olmadığı için devlete bağlı kurumlarda bakılamıyor. Yeterince rekabet olmadığı için bu testi yapan bir kaç özel laboratuvardaki maliyet te oldukça yüksek. Dışkıda benzer teknikle yapılan diğer ölçümlerin maliyetine göre oldukça yüksek kalıyor. Durumun düzelmesini ve  ileride daha rahat kullanabilmeyi ümit ediyoruz.

Kaynak: The Use of Fecal Calprotectin in Inflammatory Bowel Disease